Bizi biz yapan, biz gibi düşünmemizi, bizim gibi eğitim görmemizi, bizim gibi yaşamamızı sağlayan, dünyada hiç bir kadına tanınmamış hakları veren, çağdaş, ileri görüşlü, ilke ve inkılaplarıyla daima bize yol gösteren Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk'ümüzün 82.ölüm yıl dönümünde saygıyla ve rahmetle anıyoruz.
Yaşadığımız şu son dönemde bir kez daha ne kadar da haklı ve ne kadar da ileriyi görebilen biri olduğunu yakından görebiliyoruz. Onun bizden beklediklerine cevap verememenin de üzüntüsü ve ağırlığını hissediyoruz sanırım. Gençliğe seslenirken verdiği öğütleri ve önerileri o kadar çok duyup kanıksamış olmalıyız ki, sadece başımıza gelen kötü olaylarda hatırımıza düşmesi biraz acı oluyor. Halbuki gerçekten bize verilen öğüt ve önerileri özümsemiş olsaydık, hayatımızın içine çıkarsızca dahil etmiş olsaydık şimdi daha müreffeh bir geleceğe sahip olabilirdik sanki.
Son yüzyılın gördüğü en büyük lider ve devlet adamı olan Mustafa Kemal Atatürk ölümün ardından bile dünya çapında birçok devlet adamı tarafından saygı duyulan ve düşünceleri günümüzde bile kabul gören, yüce bir insan. Bizler de bugün gelmiş geçmiş tüm devlet adamları arasında yapılan ‘Siyasi Büyüklük Sıralamasında' ilk sırada yer alan Gazi Mustafa Kemal'in ebedi istirahatgâhı olan Anıtkabir'in belki de daha önce hiç duymadığınız birkaç mimari özelliğini, onun yüce değerlerinden izler taşıyan ince nüansları sizlerle paylaşmak istedik,
Anıtkabir'in Yeri;
Anıtkabir'in bulunduğu yerin seçimi tıpkı mimari özellikleri gibi bir anlam taşımaktadır. Rasattepe'yi ilk olarak Aydın Milletvekili Mithat Aydın önermiştir. Burayı önermesinin sebeplerinden biri, Atatürk'ün Ankara'da yaşadığı yıllarda bir gün bu tepeyi gezmeye gelmesi ve yanındakilere ‘Burası ne kadar güzel bir anıt yeridir.' şeklinde bir cümle kurmasıdır ve aslında belki de burayı kendisi için önermiş olmasıdır. Ata'nın bu cümlesinden de yola çıkarak Anıtkabir'in inşa edilmesi için en uygun yerin, Anadolu'nun köklü medeniyetlerinden biri olan Frig Uygarlığının da yerleşkesi olan Rasattepe olması kararlaştırılmıştır.
Mimari Proje İçin Açılan Yarışma;
Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Mustafa Kemal'in ebedi istirahatgâhının Rasattepe'de inşa edilmesine karar verildikten sonra, 1941 yılında bir yarışma düzenlenir. Yarışmanın amacı, hem ulu önderin görüşlerinin ön planda tutulduğu bir yapının projelendirilmesi hem de onu en iyi şeklide temsil edecek bir yapının ortaya çıkarılması amaçlanmaktadır. Yarışmanın duyurulmasıyla birlikte sadece Türkiye'den değil, Almanya, İtalya, Avusturya, İsviçre, Fransa ve hatta o zamanlar henüz parçalanmamış olan Çekoslovakya'dan bile katılımlar olmuştur. Yarışmaya toplam 49 adet mimari proje katılmıştır. Tüm bu mimari projeler arasından yarışmayı kazanan ise ‘25' numaralı proje ile Prof. Emin Onat ve Doç. Orhan Arda olmuştur.
İnşanın Başlaması İle Birlikte Anıtkabir'deki Sayıların Bize Anlattıkları;
Anıtkabir'in yapımı için seçilen Rasattepe'nin yükseltisi 907 metredir. Mustafa Kemal Atatürk'ün kabrinin olduğu nokta ise 905 metredir. Bu iki sayı bizi Atatürk'ün sonsuzluğa gözlerini yumduğu saat olan 9:05'i hatırlatmaktadır.
Anıtkabir'in bulunduğu alana giriş için öncelikle yüksekliği 4 metre olan ve 26 adet basamağı bulunan bir merdiveni aşmanız gerekmektedir. Bu merdiven 14 ve 12 basamak şeklinde bir sahanlıkla iki kısma bölünmüştür. İlk girişte sizi karşılayan basamakların 26 tane olması sembolik olarak 26 Ağustos'taki Büyük Taarruza ithafen yapılmıştır.
26 adet merdiveni aştıktan sonraki 5 basamak ise, Türk ordusu tarafından Yunan ordusunun bozguna uğratıldığı tarih olan 26 Ağustos'tan sonraki ‘5 günü' simgeler. Bu iki ayrıntıdan sonra, merdivenlerin yüksekliği olan 4 metre ile basamakların sayısı olan 26'yı çarptığımızda 104 sayısı karşımıza çıkar. Elde ettiğimiz 104 sayısı ise Maya takviminde sıkça yer alan bir sayı olup karşılığı tam olarak 1 asır demektir.
Maya Uygarlığı nereden çıktı şimdi, ne alaka demeyin. Çünkü; Mustafa Kemal Atatürk'ün Maya' lara özel olarak ilgi duyduğu ve bu medeniyete önem verdiği herkesçe bilinmektedir. Bu yüzden de Anıtkabir'in yapımında Maya medeniyetinin geliştirdiği uzay ve takvimle ilişkili olan 29.5, 52, 63, 72, 104, 144, 3744 ve 1366560 gibi daha birçok sayıya rastlamak mümkündür. Merdivenlerin bittiği noktada solda erkek, sağda kadın heykeller vardır ve bu heykeller Türk heykeltıraş Hüseyin Özkan tarafından yapılmıştır.
Anıtkabir'in girişi olan ve aslanlı yol olarak adlandırılan bu koridor (alle) 262 metredir. Aslanlı yolun sağında ve solunda karşılıklı olarak Türk heykeltıraşların ellerinde hayat bulan 24 adet aslan heykeli mevcuttur. Aslanların 24 tane olması, onların 24 Oğuz boyunu temsil etmesinden dolayıdır.
Yukarıda da anlattığımız gibi Ata'nın huzuruna yapının doğu yönündeki sağlı ve sollu 24 adet aslan heykelinin sıralandığı 262 metre uzunluğundaki bir yoldan girilmektedir. Aslanların sıralandığı bu yürüyüş yolunda bulunan taşlar asimetrik olarak döşenmiştir. Asimetrik olan bu taşların, döşeme aralıkları 5 santimetredir. Girişteki taşların bu şekilde yerleştirilmesinin sebebi ise, onun huzuruna çıkacak olan herkesin önce başını öne eğmesini sağlamaktadır.
Aslanlı yolun bitimde ‘Tören Meydanı' olarak adlandırılan alana varılmaktadır. Tören meydanı, TBMM ve Ankara Kalesi'nin kesiştiği noktada konumlanmaktadır. TBMM yapısının mozoleye uzaklığı 1920 metredir. Bu uzaklık TBMM'nin kuruluş tarihi olan 1920'ye işaret etmektedir. Bu noktaları düşününce mozolenin konumu mükemmel bir ayrıntıyı bizlere göstermektedir. Mozolenin büyük sütunlarının her biri 19,44 metre yüksekliğe sahiptir. Bu da Anıtkabir'in temelinin atıldığı yıl olan 1944 yılını bizlere hatırlatmaktadır.
Ulu önder Mustafa Kemal Atatürk'ün boy uzunluğu 1.73 metredir. Onun boyunun uzunluğu olan 1.73 ile mozole sütunlarının yüksekliği olan 19,44'ü çarptığımızda 33,6 sayısı karşımıza çıkar. Bu sayı da Anıtkabir'deki 33 metrelik bayrak direğinin yüksekliğinin belirlenmesinde kullanılmıştır.
Tören meydanından sütunlu mozoleye toplam 42 adet basamaklı merdivene tırmanarak ulaşılmaktadır. 42 basamak bize Atatürk'ün cumhuriyeti ilan ettiğindeki yaşı olan 42 sayısını göstermektedir.
Anıtkabir'in dış cephe duvarlarında Atatürk'ün Gençliğe Hitabesi ve Onuncu Yıl Nutku bulunmaktadır. Bu yazıların duvarlardaki yerleri onların oraya konulurken Orhun yazıtlarından esinlenildiğini göstermektedir. Dış cepheden iç cepheye geçtiğimizde ise ‘Şeref Salonu' olarak adlandırılan alana ulaşılmaktadır. Bu alanın zemin döşemlerinde, tavan alanında ve iç kolon süslemelerinde; yay, ok, yaba, koçbaşı, koç boynuzu, bereket ve kurt ağzı motifleri göze çarpar. Bu motifler de Hun ve Göktürk kurganlarındaki motiflerin birebir aynısıdır.
Mozolenin uzun kenarı 72 metre ve kısa kenarı 52 metre uzunluğa sahip olup 3744 m²'lik bir alanı kaplamaktadır. Maya takviminde 365 gün vardır. 365 ile 3744 sayısını çarptığımızda 1366560 sayısı çarşımıza çıkar. Bu sayı bizi, Maya takvimine göre Güneşin kendi etrafında 3744 yılda ya da 1366560 günde dönmesini tamamladığı sayılara götürür.
Şeref salonunun ölçülerine bakıldığında bir kenarı 32 metre diğer kenarı ise 60 metre uzunluğunda olup toplamda 1920 m² alanı kaplamaktadır. Bu sayı da yine bizi TBMM'nin kuruluş yılı olan 1920'ye götürmektedir.
Yukarıda bahsettiğimizden çok daha fazla gizemi ve güzelliği içinde barındıran Anıtkabir'i, bir de bu bilgileri okuduktan sonra ziyaret edin ve bakın, her şeyin bir anda nasıl da anlam kazandığına.
Bizlere bıraktığın
Kaynak: Anıtkabir.org ve Seyit Ali ERGEÇ ve Mimar Taha Sergen ERGEÇ'in Anıtkabir'in Şifresi adlı kitabından faydalanılmıştır.