Adem ile Havva’dan bugüne kadar insanın en büyük güdüsü keşfetmek. Geçmişteki insanların keşfetmeye dair fikirleri o kadar büyüktü ki yer yüzünün her köşesine yayıldılar. Keşfetme ve macera dürtülerimiz ile ülkeler, bölgeler ve kıtalara ulaştık. Buralara yollar açıldı, dağlar aşıldı, denizler geçildi ve sıra bizlere geldi. Keşfetme dürtüsünü durdurmaktan vazgeçmeyen maceraperest seyahatçilerin bayılacağı 5 yolu sizlerle tanıştırmanın zamanı geldi.
Yungas Yolu
Dünya üzerinde bulunan yollar arasında belki de en etkileyici manzaralardan birine sahip olan Yungas Yolu, kelimenin tam anlamıyla nefes kesiyor. Binlerce metre yüksekliğe sahip olan yolun bir ucundan bir başka ucuna gidebilmek için gerçekten büyük maharet ve cesaret gerekiyor. Yolun farklı ülkelerden binlerce ziyaretçiye ev sahipliği yapmasına neden olan şey ise ünlü motorlu araçlar programı Top Gear’ın bir bölümünün burada geçmesi. Bolivya’nın en büyük kentlerinden olan La Paz ile Coroico arasından yer alan Yungas Yolu, fotoğraflarıyla dahi nefesleri kesmeye yetiyor. Sürüş keyfi konusunda ise manzara kadar başarılı olduğunu söylemek güç. Bu nedenle dört çeker bir araca ihtiyaç duyabilirsiniz.
Panamerikan Yolu
Hayal etmek ile keşfetmek arasında bir bağ olduğunu söylememize gerek yok. Büyük kaşifler, hayallerinin peşinden giderek yeni kıtalar ve ülkeler keşfetti. Peki, en büyük kaşif kimdir? Bu konuyla ilgili birçok farklı tartışma bulunuyor ama en bilineni kuşkusuz Kristof Kolomb’dur. Doğu Hindistan’a ulaşmak için yola çıkan Kolomb, Yeni Dünya olarak kabul edilen Amerika’yı keşfetti. Kuzey Amerika ve Güney Amerika olarak iki farklı kıta halinde serüvenine devam eden Yeni Dünya; Alaska’dan Patagonya’ya kadar uzanıyor. Her iki bölgeyi birbirine bağlayan yol ise yine bir hayalin ürünü olan Panamerikan Yolu. Alaska’da çok ama çok soğuk ve bir o kadar da beyaz bir noktadan başlayan yol; çöl, dağ, tepe, bozkır ve nehirleri aşarak Patagonya’da bulunan Ateş Toprakları’nda son buluyor. 1923 yılında ilk kez düşünülen ve hayata geçirilmeye başlanan yolun hem orijinal rotası hem de kaşifler tarafından farklı güzergahlar kullanılarak geliştirilen alternatif rotaları bulunuyor. 10’dan fazla ülke ve kültür ile tanışmanıza yardımcı olacak olan Panamerikan macerasına katılmanız için ise ABD, Kanada gibi ülkelerden vize almanız gerekiyor. Macera boyunca nefesinizi kesecek manzaralardan birkaçı ise Panama kanalı, Ateş Toprakları, And Dağları ve Genesee.
Stelvio Geçidi
Alpler denildiği zaman ilk olarak akla İsviçre geliyor ama gerçek pek böyle değil. İtalya, Fransa, İsviçre ve Almanya sınırları içerisinde bulunan Alp Dağları, ilginç coğrafi şekillere ve kartpostaldan çıkmışa benzeyen manzaralara sahip. Alpler’in önemli bir kısmının bulunduğu Kuzey İtalya ile İsviçre’nin birleşmesini sağlayan Stelvio Geçidi, araba oyunlarından fırlamış manzaralara ev sahipliği yapıyor. Keskin virajlar ile ulaşımın sağlandığı geçit, maceracıların son yıllarda en gözde lokasyonlarından biri olmayı başarıyor. Senenin bazı dönemleri bisiklet turuna da ev sahipliği yapabildiği için ziyaret etmeden önce etkinlikleri incelemek faydalı olabilir. Yol boyunca keskin virajlar ile karşılaşacağınız için yol tutuşuna ihtiyaç duyacaksınız. Bu nedenle dört çeker özelliğine sahip bir araç kullanmayı tercih edebilirsiniz. Bu yoldan etkilenen İtalyan otomobil üreticisi Alfa Romeo, yol ile aynı ada sahip olan SUV’yi 2016 yılında duyurdu. Doyumsuz bir macera yaşamak isteyen ama zaman problemi yaşayanlar için Stelvio Geçidi bulunmaz bir fırsat olabiliyor.
James Dalton Yolu
Panamerikan Yolu ile Alaska’dan biraz bahsetmiştik. Şimdi BBC’nin “Dünyanın En Tehlikeli Yolları” adlı TV programı ile tanınmasına vesile olduğu, Alaska’nın ünlü James Dalton Yolu ile karşınızdayız. Tundra, yer kürenin kuzeyinin önemli bir kısmını kapsayan bitki örtüsüne deniyor. Bodur çalılar ve yosunlardan oluşan bitki örtüsünün birçok farklı çeşidi bulunuyor. Bunlardan en çetin olanı ise arktik tundra olarak adlandırılıyor ve James Dalton Yolu’nun önemli bir kısmını oluşturuyor. Yol boyunca zaman zaman gökyüzünün mavisi ile kar ve tundra bitki örtüsünün kahverengiye çalan yeşili birbiriyle bütünleşiyor. Hafif eğimler ve bol yağışlara ev sahipliği yapan James Dalton Yolu, 666 kilometre boyunca uzanıyor. “Kuş uçmaz, kervan geçmez” şeklinde atalarımızın çok güzel özetlediği durum, James Dalton Yolu için söylenmiş olabilir. Yol boyunca karşınıza birkaç köy dışında hiçbir şey çıkmıyor ve kendinizi uçsuz bucaksız yolun üzerinde arabanız ile keyifli bir maceranın içerisinde buluyorsunuz.
Eyre Yolu
Ülkemize uzak ve nüfusunun oldukça az olması nedeniyle Avustralya çok fazla dikkat çekmiyor. Çöl, orman ve dağlardan oluşan devasa ada, birçok ilginç yola ev sahipliği yapıyor. Eyre Yolu olarak geçen ve Doğu ile Batı Avustralya’yı birbirine bağlayan yol, yeryüzünde bulunan en ilgi çekici yollardan biri. Eyre Yolu o kadar düz ki ufuk çizgisinde kaybolabiliyor. Uçsuz bucaksız bir yolda seyahat etmek ama doğa ile baş başa kalmak istiyorsanız; Eyre tam size göre bir tercih olacaktır. Not: Yol boyunca kanguru çıkabilir işaretleri ile karşılaşılıyor.